KEFİLLİK VE KEFALET SÖZLEŞMESİ

KEFİLLİK VE KEFALET SÖZLEŞMESİ


KEFİL KİMDİR?

Borçlu olan bir kişinin borcunu ödemediğinde onun yerine borçtan bizzat sorumlu olmayı üstlenerek borcu ödeyeceğini taahhüt eden kişiye kefil denir.

 

KEFİLİN SORUMLULUĞU NEDİR?

Kefilin sorumluluğu Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanununun 589/1 maddesine göre; ‘’Kefil, her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azami/en yüksek miktar kadar sorumludur.’’

Kefilin sorumluluğundan anlaşılan her zaman için sadece borçlunun ödemediği borç olarak anlaşılsa da kefilin, imzalanan kefalet sözleşmesinden ve kanundan kaynaklanan başkaca sorumlulukları da bulunmaktadır.

 

KEFALET SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Kefil ile asıl borcun alacaklısı arasında yapılan, asıl borçlunun borcunu ödeyemediği durumlarda alacaklıya borcu ödeyecek 2. kişi güvencesi sağlayan bağımsız bir sözleşmedir. Burada kefil ile alacaklı arasında kurulan ayrı bir sözleşme söz konusudur. Asıl borçlu ne olursa olsun kefalet sözleşmesinin tarafını oluşturmaz, kefalet sözleşmesinin tarafları kefil ve asıl borç ilişkisindeki alacaklıdır.

 

KEFİLLİK VE KEFALET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME ŞEKİLLERİ NELERDİR?

Kefalet sözleşmesi, asıl borçlu ile alacaklı arasındaki sözleşmeden bağımsız bir sözleşme olduğu için kendine özgü sona erme halleri vardır.

Kefalet sözleşmesiyle kefilin sorumluluğu belirli bir süreyle kısıtlı tutulmuş ise bu sürenin dolması ile birlikte, kefilin sorumluluğu sonlanacaktır.

Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur. Eğer üçüncü kişi borcu öderse ve TBK. m. 109’daki şartlar da karşılanıyorsa, üçüncü kişi alacaklının haklarına halef olur ve kefalet sözleşmesi devam eder.

Borçlu borcunu zamanında ve gecikme durumuna düşmeden öderse, borçla birlikte kefalet de sona erer. Aynı şekilde takas durumunda, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunda ve yenileme durumunda kefalet borcu sona erer.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, alacaklı ve borçlu sıfatlarındaki birleşmenin kalkması durumunda asıl borç tekrar aktif hale geleceğinden kefilin sorumluluğu da tekrar ortaya çıkacaktır.

Asıl borcun başlangıçta objektif olarak imkânsız olması, kefalet borcunu da geçersiz hale getirir. Asıl borcun sonradan imkânsız olması durumunda ise, bu durum kefile yüklenebilse bile kefalet borcunun sona erdiğini kabul etmek gerekir.

Yasanın öngördüğü azami sorumluluk süresinin dolması da kefaleti sona erdirir.

Kefil, sözleşmenin kurulmasından itibaren on yılın geçmesiyle sorumluluğundan kurtulur. On yıllık süresinin geçmesinden sonra yeni bir kefalet verilmedikçe veya uzatılmış kefalet olmadıkça sorumluluk devam etmez. Bu durum sadece gerçek kişiler için geçerlidir. Tüzel kişiler açısından on yıllık gibi bir süre yoktur.

Yenileme de asıl borcu ve buna bağlı olarak kefalet borcunu sona erdirir. Yenilemeyle ilgili sadece ticari ilişkilerde güveni sağlamak amacıyla bir istisna getirilmiştir. Buna göre cari hesapta, cari hesap kalemlerinden birinde ayrıca kefalet durumu varsa, hesap sıfırlanmış veya tanınmış olsa dahi kefilin sorumluluğu cari hesap bakiyesinde sınırlı olarak devam edecektir.

Hizmet ilişkisi olması durumunda, çalışanların verebileceği zararlara karşı teminat sağlanması amacıyla kefalet sözleşmesinin yapılabilmesi mümkün kılınmıştır. Çalışanlara süreli olmayan kefalette kefil, her üç yılda bir, ertesi yılın sonunda geçerli olmak üzere sözleşmeyi feshettiğini bildirebilir. Süreli kefalette ise böyle bir süre düzenlenmemiştir.

Bir diğer sona erme sebebi ise ölüm nedeniyle sona ermedir. Asıl borçlunun ölümünün kefilin sorumluluğuna bir etkisi yoktur. Ancak asıl borçlunun mirasçıları miras için defter tutulmasını istemişse, alacaklarını zamanında yazdırmayan alacaklılara karşı mirasçıların ne kişisel ne de miras payları ile sorumlulukları yoktur. Buna paralel olarak borçlara kefil olan kişilerin de kefalet borcu sona erer. Kefilin ölmesi durumunda ise kefalet borcu mirasçılarına geçer.

SON EKLENEN MAKALELER
İyzico
Whatsapp