Limited şirketin yönetimi müdür veya müdürler tarafından
sağlanmaktadır. Limited şirket müdür veya müdürleri, şirket esas sözleşmesi ile
belirlenebileceği gibi, genel kurul tarafından alınacak bir karar ile de görevlendirilebilir. Şirketin yeni kurulması durumunda müdür,
şirket esas sözleşmesi ile atanacaktır. Daha sonraki süreçte hem esas sözleşme
ile hem de genel kurul kararı ile müdür görevlendirmesi yapılabilir.
Müdürler; şirketi yönetme, şirket adına işlemler yapma ve şirketi
temsil etme yetkilerine sahiptir. Limited şirket müdürlerinin, kanunla veya
esas sözleşme ile kendine tanınan yetkilere aykırı olarak; şirketi zarara
uğratması, gerekli özeni göstermemesi, görevini ihmal etmesi, görevini yerine
getirmemesi gibi haklı sebeplerin varlığı halinde görevden alınması mümkündür.
LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN GÖREVDEN ALINMASI
Limited şirket müdürleri, genel kurul kararıyla veya mahkeme
kararıyla olmak üzere iki şekilde görevden alınabilir.
a.
LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN GENEL KURUL KARARI İLE GÖREVDEN ALINMASI
Müdürlerin genel kurul kararıyla her zaman görevden alınması, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlanması mümkündür. Genel
kurula verilen bu hakkın kaldırılması veya şarta bağlanması ise mümkün
değildir. Aynı zamanda genel kurul tarafından görevden alınmak istenen müdürün
ortak sıfatında olması veya dışarıdan atanması açısından herhangi bir farklılık
olmayacaktır.
Yapılan olağan genel kurulun gündeminde limited şirket müdürünün görevden
alınmasına ilişkin bir madde bulunmasa bile genel kurul bu hususu gündeme almak
suretiyle müdürün görevden alınmasına karar verebilir. Ancak çağrısız toplanmak suretiyle genel kurul
yapılması halinde ise müdürün genel kurul kararı ile görevden alınabilmesi
için oy birliği sağlanması zaruridir.
Şirket ana sözleşmesinde aksi öngörülmemişse şirket müdürünün
görevden alınmasına ilişkin karar, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır. Akabinde
ise bu husus Ticaret Siciline bildirilir.
b.
LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN MAHKEME KARARI İLE GÖREVDEN ALINMASI
Limited şirket müdürlerinin mahkeme
kararıyla azledilmesi Türk Ticaret Kanunun 630/2 madde hükmünde
düzenlenmiştir. Hükme göre her ortak, haklı
sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil
yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden
isteyebilecektir. Şirket ortaklarına tanınmış, dava ile müdürü azil etme
hakkından vazgeçilemez veya feragat edilemez. Nitekim bu hak genel kurul kararı
ile sınırlandırılamaz veya kaldırılamaz.
Ortaklardan biri haklı sebebin olduğu iddiası ile müdürün azli
için dava açabilir. Davayı açan ortağın ortaklığının dava sonuna kadar sürmesi
gerekir. Dava konusunun TTK m. 3 hükmü uyarınca mutlak ticari iş niteliğinde olması sebebiyle bu davalar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye
Ticaret Mahkemesinde açılacaktır.
Müdür azli için açılan davalarda yöneticinin, özen ve bağlılık
yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal
etmesi veya şirketin iyi yönetimi
için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul edilmiştir. Ancak
haklı sebeplerin neler olacağı kanunda sınırlı sayıda sayılmamakla birlikte mahkemenin
takdirindedir. Unutulmamalıdır ki kendine tanınan yetkilere aykırı olarak
müdürün; şirketi zarara uğratması, gerekli özeni göstermemesi, görevini ihmal
etmesi, görevini yerine getirmemesi gibi haklı sebeplerin varlığı halinde müdürün
görevden alınması mümkün olacaktır.
Müdürün yükümlülüklerini ihlal etmesi haklı sebep olarak
değerlendirilebilmekte ve azil davası açılabilmektedir. Bu nedenle öncelikle
müdürlerin yükümlülüklerinin neler olduğunun incelenmesi gerekmektedir. Müdürün
yükümlülükleri şu şekilde sayılabilir;
-
Özen yükümlülüğü
-
Ortaklara bilgi verme yükümlülüğü
-
Ortaklara eşit davranma yükümlülüğü
-
Sadakat (bağlılık) yükümlülüğü
-
Sır saklama yükümlülüğü
-
Müdürün ortaklıkla işlem yapmama yükümlülüğü
-
Rekabet etmeme yükümlülüğü
Müdürün yukarıda sayılan yükümlülüklerini ihlal etmesi mahkeme
tarafından direkt haklı sebep olarak değerlendirilmemektedir. Somut olay, müdürün
kusuru ve bu kusurun ortaklığı ne ağırlıkta bir zarara uğrattığı tespit edilmek
suretiyle haklı sebep olup olmadığı değerlendirilecektir.
Örnek vermek gerekirse, salt ortaklara bilgi verme yükümlülüğüne
aykırılık ya da eşit işlem ilkesine aykırılık azil için haklı bir sebep olarak değerlendirilmemektedir.
Çünkü müdürlerin ortaklara bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde,
ortaklar genel kurul ve dava yoluyla inceleme ve bilgi alma haklarını
kullanabilecek durumdadır. Aynı şekilde müdürün eşit işlem ilkesine aykırı
hareket etmesi halinde bu yönde aldığı kararlar da kanunen batıl olacağından,
ortaklar dava açarak alınan bu kararı engelleyebileceklerdir.