TEBLİGAT NEDİR?
Tebligat, hukuki işlemlerin ilgili
kanunda öngörülen şekilde muhatabına veya muhatap adına kabule kanunen yetkili kişilere
yazılı olarak bildirimi ve bu bildirimin yapıldığının belgelendirilmesi işlemidir.
Tebliğ mazbatası ise tebliğin ne zaman nerede ve kime yapıldığını ispatlayan
belgedir. Tebligatın yapılması işleminden beklenen amaç; tebliğin muhatabına
ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun
belgeye bağlanmasıdır. Tebligatın ilgili kişiye tebliğ edilmesiyle tebligata
konu hukuki işlemdeki süreler başlayacağından tebligatın tebliğ tarihi, usulüne
göre tebliğ edilip edilmediği büyük öneme haizdir.
TEBLİGAT KİME, NEREDE VE NASIL YAPILIR?
Tebligatın kime, nerede ve nasıl
yapılacağı Tebligat Kanununun 10. Maddesinde düzenlenmiş olup ilgili madde
hükmü şu şekildedir;
‘’ Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya
tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan
yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat
buraya yapılır.
Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü
şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.’’
USULSÜZ TEBLİGAT NEDİR?
Usulsüz tebligat, kanun
düzenlemesine uygun olmadan yapılan tebligatlardır. Tebligatın usule uygun
olarak yapılmaması halinde tebligat kural olarak yapılmamış sayılır ve sonuç
doğurmaz. Meğerki ilgili kişi işbu tebligata ulaşmasın.
Tebligat Kanununun 32.maddesi şu
şekilde düzenlenmiştir;
“Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile,
muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği
tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Tebligat usule aykırı yapılmış olsa
da ilgili kişi bu tebligattan haberdar ise tebligat yapılmış sayılacaktır.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına
Dair Yönetmelikte de usulsüz tebligat konusunda hükme yer verilmiş olup madde
hükmü şu şekildedir;
‘’Tebliğ, usulüne
aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliği öğrenmiş ise
geçerlidir. Aksi takdirde tebligat yapılmamış sayılır. Muhatap, her
ne şekilde olursa olsun tebliğ evrakını veya davetiyeyi alırsa
ya da bunların içeriğini öğrenirse tebliği öğrenmiş sayılır.
(2) Muhatabın
tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul
edilir.
(3)Tebliğin usulüne aykırı
yapılmış olması halinde, muhatabın tebliği öğrendiğinin ve bunun
tarihinin iddia ve ispatı mümkün değildir.’’
Kişiye usulsüz tebligat yapılması
halinde tebliğ tarihi ilgili kişinin
bildirdiği tarih olarak kabul edilir.
USULSÜZ TEBLİGAT HALLERİ NELERDİR?
Birlikte oturmayan aile bireylerine
ve hizmetçiye, dış görünüşe göre 15
yaşından küçük olanlara, vekil varken asile yapılan tebligat, tebliğ
imkânsızlığında kapıya yapıştırma işleminin yapılmaması ve tebliğ evrakının
muhtar veya zabıtaya değil komşuya verilmesi gibi hallerde usulsüz tebligattan
söz edilir.
USULSÜZ TEBLİGAT HALİNDE NE YAPILABİLİR?
Usulsüz tebligata rağmen, muhatap
bunu öğrenmişse, tebliğ geçerli sayılacak ve muhatabın belirttiği tarih tebliğ
tarihi olarak kabul edilecektir. Tebligat içerisinde işlemin yapılmasını
gerektiren süreler öğrenme itibariyle işlemeye başlayacaktır. Kişi, tebligatın
usulsüz olarak yapıldığını her türlü delille ispatlayabilir.
Usulsüz tebligat halinde ilgilinin,
7 gün içerisinde İcra Hukuk Mahkemesine başvurularak
tebliğ tarihinin öğrendiği tarih olarak düzeltilmesi hususunda şikâyet etmesi
gerekmektedir. Elbette ki ilgilinin İcra Hukuk Mahkemesine başvurabilmesi için hukuki yararının olması şartı
aranmaktadır.