TEMERRÜT (TEMERRÜDE DÜŞMEK) NE DEMEKTİR?
Temerrüt, bir işlemden doğan
borcun, hukuka uygun olmayacak şekilde zamanında ödenememesi durumudur. Temerrüde
düşmek, iflas etmek veya borcu
hiçbir zaman ödeyemeyecek anlamına gelmez. Borcun tamamının veya bir kısmının zamanında
ödenmediği durumlarda temerrüde düşülür.
ALACAKLININ TEMERRÜDE DÜŞMESİ NE DEMEKTİR?
Borçlu tarafından anlaşmaya ve
kanuna uygun olarak ifa edilmek istenen borcun, alacaklı tarafından kabul
edilmemesi durumuna alacaklının
temerrüdü denir.
ALACAKLININ TEMERRÜDE DÜŞEBİLMESİ İÇİN GEREKEN ŞARTLAR NELERDİR?
Borçlunun borcunu yerine
getirebilmesi için alacaklının da uygun olarak ödenen borcu kabul etmesi
gerekir. Alacaklının buna aykırı davranması halinde, borçlu borcundan
kurtulabilmek için alacaklıyı temerrüde düşürmek isteyebilir.
TBK m. 107 hükmüne göre, “Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine
önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun
borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık
fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur. Alacaklı, müteselsil
borçlulardan birine karşı temerrüde düşerse, diğerlerine karşı da temerrüde
düşmüş olur.”
Buna göre, alacaklının temerrüde
düşebilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir;
- Borçlu edimi alacaklıya
anlaşmaya ve kanuna uygun olarak önermelidir.
- Alacaklı önerilen edimi kabulden
kaçınmalıdır.
- Alacaklının kabulden kaçınması
haksız olmalıdır.
ALACAKLININ TEMERRÜDE DÜŞMESİNİN SONUÇLARI NELERDİR?
Alacaklı temerrüde düşerse bunun genel
ve özel bazı sonuçları olur. Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda ortaya
çıkan genel sonuçlara göre;
- Hasar alacaklıya geçer ve
borçlunun sorumluluğu hafifler,
- Temerrüde düşen alacaklı, ödemezlik
def’ini ileri süremez,
- Alacaklının temerrüdünden önce
borçlu temerrüde düşmüşse, borçlunun temerrüdü sona erer ve alacaklının
temerrüdü sona ermeden, borçlu temerrüde düşemez,
-Borçlu, borcunu yerine
getiremediği için birtakım masraflar yapmak zorunda kalmışa bu masraflar
alacaklıdan isteyebilir.
Bununla birlikte, yalnızca
alacaklının temerrüde düşmesi durumunda söz konusu olabilen bazı özel sonuçlar
da bulunmaktadır. Bu özel sonuçlara göre
ise, borçlunun;
- Tevdi hakkı,
- Bizzat satma veya sattırma hakkı,
- Sözleşmeden dönme hakkı vardır.
BORÇLUNUN TEVDİ HAKKI NEDİR? TEVDİ YERİ NASIL BELİRLENİR?
TBK m. 107 hükmüne göre, alacaklının
temerrüde düşmesi durumunda borçlu, borcundan kurtulabilmek için hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak
üzere, teslime konu olan şeyi bir yere bırakabilir. Ancak bu şeyin
bırakılacağı yer yani tevdi yeri herhangi bir yer olmayıp tevdi yeri, (tacirler
arası ticari satışlar haricinde) ifa
yerindeki hâkim tarafından belirlenir. Bununla birlikte tacirler arası
ticari satışlarda, hâkim kararı ile
tevdi yerinin belirlenmesine gerek yoktur.
BORÇLUNUN BORCA KONU ŞEYİ SATMA VEYA SATTIRMA HAKKI NEDİR?
BORÇLUNUN BU ŞEKİLDE BİR SATIŞI YAPABİLMESİ İÇİN İZLEMESİ GEREKEN YOL NASIL
OLMALIDIR?
Anlaşmanın konusu olan şey, niteliği
veya işin özelliği gereği, yukarıda belirttiğimiz şekilde tevdi edilmeye uygun
olmayabilir. Yine teslim edilecek şey bozulabilir ya da bakımı, korunması veya
tevdi edilmesi önemli bir gideri gerektirebilir. Bu durumlarda borçlu ne
yapmalıdır?
İşte bu sorun, TBK m. 108 hükmüne
göre, satma veya sattırma hakkını kullanmak ile
aşılabilir. Borçlu, alacaklıya önceden ihtarda bulunmak şartıyla, hâkimden izin
alarak, borca konu şeyi açık artırma
yoluyla sattırıp satıştan elde ettiği bedeli tevdi ederek borcundan
kurtulabilir. Teslim edilecek şeyin, borsada kayıtlı olması veya piyasa fiyatı
varsa ya da yapılacak gidere oranla değerinin az olması halinde ise, satışın
açık artırma yoluyla yapılması zorunlu olmadığı gibi, hâkim, önceden ihtarda
bulunma koşulunu aramaksızın satışa izin verebilir.
BORÇLUNUN BORCU, TESLİME YÖNELİK DEĞİLSE BORÇLU, NE YAPABİLİR?
TBK m. 110 hükmüne göre, borcun
konusu olan şey teslim edilmeyi gerektirmiyorsa, alacaklının temerrüde düşmesi
durumunda borçlu, borçlunun temerrüdüne ilişkin hükümlere göre sözleşmeden
dönebilir. Dolayısıyla alacaklının temerrüde düşmesi sebebiyle borçlunun
sözleşmeden dönebilmesi için söz konusu şeyin bir verme borcu değil, ancak bir
yapma veya yapmama borcu olması gerekir. Bu sebeple, örneğin, taşınır bir malın
borçlanılması durumunda kural olarak, sözleşmeden dönme mümkün değil iken, eser
inşası, baz istasyonunun kaldırılması, kooperatif ortaklığına kaydın yapılması,
işçinin iş görmesi, rekabet etmeme
gibi borçların borçlanılması durumunda sözleşmeden dönülebilecektir. Dönme
hakkının sadece yapma borçlarında kullanılabilmesi, bu tür bir edimin tevdii
veya satışının mümkün olmamasından kaynaklanır.