6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanununun 225 ve devamı maddelerinde düzenlenen yemin, taraflardan birinin mahkeme
huzurunda belirli bir vakıanın doğruluğu konusunda kanunların öngördüğü şekilde
verdiği beyanıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise şu şekilde
tanımlanmıştır; yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir
olayın doğru olup olmadığı konusunu, kanunda belirtilen usule uyarak, mahkeme
önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kesin delil vasfı
yüklenmiş sözlü açıklamalardır. Yani son çare olan yemin delili uyuşmazlıkları
kesin bir sonuca bağlar.
Davacı taraf dava dilekçesinde,
davalı taraf cevap dilekçesinde yer al deliller kısmında açıkça yemin deliline
başvurmalıdır. Aksi halde salt ‘’sair
deliller veya her türlü delil’’ gibi ifadelerin delil kısmında yer alması
yemin deliline dayanılmış olduğunu göstermeyeceğinden, hâkim tarafından yemin teklif etme hakkı hatırlatılmayacaktır.
Bu durum, Yargıtay İçtihadı Birleştirme
Kurulu’nun 2015/2 Esas, 2017/1 Karar sayılı, 03.03.2017 tarihli kararı ile
kabul edilmiştir.
‘’Davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından hâkimin
bu delili davacı tarafa hatırlatarak, davacının bu delil hakkını kullanmak
istemesi halinde, usule uygun olarak eda edilecek yemine göre karar verilmesi’’
gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/1276 E, 2021/6386
K.)
YEMİNİN KONUSU NEDİR?
Yeminin konusu, davanın çözümü
bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan
ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır.
Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır. Özetle,
bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başkaca delillerle
ispat edememesi halinde diğer tarafa yemin
teklif edebilir. Yani yemin teklifi ispat
yükü kendisine düşmeyen tarafa yapılır. Kendisine ispat yükü düşmeyen
tarafa belli bir vakıa hakkında yemin teklif edebilmek için ise vakıanın karşı
taraftan kaynaklanması gerekir.
YEMİN DELİLİNE
BAŞVURULAMAYACAK HALLER NELERDİR?
Aşağıdaki hususlar yemine konu
olamaz:
- Tarafların üzerinde serbestçe
tasarruf edemeyeceği vakıalar.
- Bir işlemin geçerliliği için,
kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller.
- Yemin edecek kimsenin namus ve
onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı
karşıya bırakacak vakıalar.
KİMLER YEMİN TEKLİFİNDE
BULUNABİLİR?
Dava dilekçesinde yemin deliline
başvuran davacı ile cevap dilekçesinde yemin deliline başvuran davalı yemin
teklifinde bulunabilir. Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka
delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir. Yemin teklif
olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf
teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de
gösteremez.
YEMİNE DAVET NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR? YEMİN ETMEMENİN SONUÇLARI
NELERDİR?
Yemin teklif edilen kimse,
duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye
çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular
ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye
bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde,
yemin konusu vakıaları ikrar etmiş
sayılacağı yazılır.
Yemin deliline başvurulması
halinde, dava ile ilgili karar verilebilmesi için yemin daveti yapılması
zorunludur. Aksi halde verilen karar bozmaya tabi olabilir.
Yemin için usulüne uygun olarak davet
edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır
bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin
konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.
Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa
ispat edilememiş sayılır.
YEMİNİ KİMLER YERİNE GETİRİR? YEMİNİN İADE OLUNAMAYACAĞI HÂLLER
NELERDİR?
Yemin, tarafa teklif olunur ve tarafça
eda yahut iade olunur. Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya
kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı
için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili
kişi veya organ yahut kanuni
mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir. Ergin olmayan veya kısıtlı
kimselere bizzat dava hakkı tanınan hâllerde, kişi bizzat yemini eda veya iade
edebilir.
Yeminin konusunu oluşturan vakıa,
her iki tarafın değil, yalnızca kendisine yemin teklif edilen tarafın şahsından
kaynaklanıyorsa yemin iade edilemez.
Yemin edecek taraf gerçek kişi
olup, yeminden evvel ölür veya fiil ehliyetini kaybederse yemin teklif edilmemiş sayılır.
YEMİNİN ŞEKLİ NASILDIR?
Yemin, mahkeme huzurunda eda
olunur. Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin
edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda
dikkatini çeker. Yemin edecek kimse,
yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı
tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir. Sonra "Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe
uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz
ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye
sorar. O kimse de "Bana sorulan
sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma
namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin
ediyorum." demekle yemin eda
edilmiş sayılır. Yemin eda edilirken, hâkim de dâhil olmak üzere hazır
bulunan herkes ayağa kalkar.
Okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler, yemin hakkındaki
beyanlarını yazıp imzalayarak yemin ederler. Okuma ve yazma bilmeyen sağır veya
dilsizler, işaretlerinden anlayan bir bilirkişi aracılığıyla yemin ederler.
Yemin edecek kimse, mahkemeye
gelemeyecek kadar hasta veya engelli
ise hâkim, bulunduğu yerde o kimseye yemin ettirir. Bu sırada isterlerse taraf
vekilleri ve karşı taraf da hazır bulunabilir.
Mahkemenin yargı çevresi dışında
oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin
edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı
anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir.
Hâkim, eksik olan noktaları
tamamlamak veya açık olmayan hususları aydınlatmak için yeminin konusu ile
bağlantılı gördüğü soruları yemin eden kimseye sorabilir. Hâkim, yemin eden
kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle
huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı
tutanağa kaydeder.
YALAN YERE YEMİN İDDİASINDA BULUNULABİLİR Mİ?
Taraflardan biri, yemin teklifini
kabul etmek suretiyle yemin eden kişinin yalan yere yemin ettiğini iddia
edebilir. Ancak yemin eda edildikten sonra, yalan yere yemin nedeniyle açılan ceza davası, esas dava bakımından bekletici sorun yapılamaz. Yani yemine konu olayın görüldüğü dava görülmeye
devam eder.