İsticvabın kelime anlamı sorup cevap alma, cevap alma maksadıyla
söyletme, sorguya çekmedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 169 ve
devamı maddelerinde düzenlenen isticvap kavramı ise, bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların
açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın
ikrarının sağlanması amacıyla hâkimin kendiliğinden veya taraflardan birinin
isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir.
İsticvap resen
yargılamanın olduğu davalarda değil, taraflarca getirilme ilkesine tabi
davalarda uygulanabilir.
İSTİCVAP NASIL YAPILIR? İSTİCVAP
DAVETİYESİ NEDİR?
İsticvap
taraflardan birinin talep etmesiyle veya mahkeme tarafından resen
yapılabilir. İsticvap olunmasına karar verilmesinin akabinde kişiye mahkeme
tarafından davetiye gönderilir. Kişi eğer duruşmada hazır iken
isticvabına karar verilirse kişiye davetiye gönderilmeden, hemen isticvabına
geçilir.
İsticvap
olunan kişi tüm sorulara cevap verdikten sonra mahkeme tarafından bir tutanak
düzenlenir. Bu tutanak iki taraf önünde okunduktan sonra hâkim, zabıt kâtibi ve
isticvap olunan kişi tarafından imzalanır ve isticvap sona erer.
İsticvap edilecek kişiye gönderilen davetiye ile,
- Belirlenen gün ve saatte isticvap olunmak üzere mahkemede bizzat hazır bulunması gerektiği,
- İsticvap konusu vakıalar,
- Geçerli özrü olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulan sorulara cevap vermediği takdirde sorulan soruları ikrar etmiş sayılacağı ihtar edilir.
Hâkim,
isticvaba başlamadan önce isticvap olunan tarafa gerçeği söylemesi gerektiği
hususunu hatırlatır ancak yemin verdirmez. Aynı zamanda isticvap olunan kişi,
mahkemenin izni olmaksızın yazılı not kullanamaz.
KİMLER
İSTİCVAP EDİLİR?
Mahkeme, kendiliğinden veya talep üzerine taraflardan her birinin
isticvabına karar verebilir. İsticvap edilecek kişi, isticvap konusu vakıa
aleyhine olan ve bu nedenle isticvabına karar verilmiş olan tarafın bizzat kendisidir. Mahkemeye gelerek
isticvap olunan kişi sorulara bizzat cevap verir. İsticvap olunan tüzel kişi
ise temsil yetkisine haiz kişi bizzat isticvap olunur. Ergin
olmayan veya kısıtlı bir kimse adına yapılmış bir işleme ilişkin olarak, o
kişinin kanuni mümessili isticvap
olunur. Ancak ergin olmayan veya kısıtlı kimselere bizzat dava hakkı tanınan
hâllerde, kişi bizzat isticvap olunur.
İsticvap
olunan kişinin vekili olsa dahi, vekil sorulan sorulara isticvap olunan adına
cevap veremez. Ancak taraf vekilleri ve davanın karşı tarafı, gerekli gördüğü
hususların sorulmasını hâkimden isteyebilir.
Bu sebepledir
ki, isticvap davetiyesinin tarafa bizzat tebliği gereklidir. Yargıtay 9.
Hukuk Dairesi 2017/20557 Esas, 2017/7841 Karar sayılı ilamı ise şu şekildedir; ‘’Ancak
isticvap, yemin gibi şahsa bağlı işlemlerde, tebligatın vekile değil,
bizzat bu işlemi yapacak asile yapılması yasal zorunluluktur.’’
İSTİCVAP
OLUNAN KİŞİ GELMEZSE NE OLUR?
Mahkeme tarafından kendisine davetiye kâğıdı gönderilen kişi, geçerli özrü
olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulan sorulara cevap vermediği takdirde
sorulan soruları ikrar etmiş sayılır. İkrar ise, bir tarafın kendi aleyhine olan bir
vakıanın doğru olduğunu mahkeme önünde beyan etmesidir. İkrar edilen veya ikrar
edilmiş sayılan olaylar çekişmeli sayılmaz ve bunun sonucu olarak da ispatı
gerekmez.
İSTİCVAP
HUKUKİ DELİL MİDİR?
İsticvabın hukuki delil olup olmadığı konusunda farklı görüşler
vardır. Bir görüş, isticvabın sonucunda ikrar elde edilmesinin mümkün olması sebebiyle
isticvabın delil olduğu görüşünü savunmaktadır. Ancak hukukumuzda isticvap delil
olarak düzenlenmemiştir. Bu sebeple öğretide hâkim olan diğer bir görüşe göre
de isticvap delil olarak kabul edilmeyip davanın aydınlatılmasına katkıda
bulunan bir usul işlemi olarak kabul edilmiştir.
Yargıtay bir kararında “Hukuk
davalarında hâkim, tarafların istekleri ve gösterdikleri kanıtlar ile bağlıdır.
Ancak, toplanan kanıtların hüküm kurma yolunda yetersiz kalması durumunda;
hâkim, usul yasasında yazılı sorguya çekme (isticvap) ve yemin gibi
olanaklardan yararlanmak suretiyle kendiliğinden (re’sen) soruşturma yaparak
gerçeği bulmak zorundadır” diyerek isticvabı delil olarak nitelendirmiştir.
Bunun aksine Yargıtay, pek çok kararında isticvabı başlı başına delil olarak
kabul etmeyip bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa
kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının
sağlanması amacıyla hâkimin kendiliğinden veya taraflardan birinin istemini
kabul ederek başvurabileceği usuli bir işlem olduğuna hükmetmiştir. (Yargıtay 13.
HD., E. 2003/11403, K. 2004/1235, T. 10.2.2004; Yargıtay. 13. HD., E. 1990/6807,
K. 1991/860, T. 31.1.1991, YHGK, E. 2006/9-315, K. 2006/465, T. 21.6.2006)
İSTİNABE YOLUYLA İSTİCVAP EDİLEBİLİR Mİ?
Kural isticvap olunacak kimsenin mahkemeye bizzat gelmesidir. Kişinin kararı verecek olan hâkim tarafından isticvap olunması gerçeğin ortaya çıkarılması açısından faydalıdır. Ancak, isticvap olunacak kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile isticvap olunması mümkün değil ise istinabe yolu ile isticvap olunur. İsticvap olunacak kimse hastalık, engellilik veya benzeri sebeplerle mahkemeye bizzat gelemeyecek durumda ise bulunduğu yerde isticvap olunur.