İSTİRDAT DAVASI
NEDİR?
İstirdat kelime manası olarak
geri almak, bir şeyi sahibine iade etmek, geri ödemek anlamına gelmektedir.
Hukuki nitelik olarak istirdat davası, aleyhine icra takibi başlatılan borçlu
görünen kişinin icra takibine itiraz
etmemesi veya itirazının yerinde görülmemesi halinde icra tehdidi altında
yaptığı ödemenin iadesini sağlamak amacıyla açılan bir dava türüdür. Yani icra
takibinde borçlu görünen kişiye karşı başlatılan takibin kesinleşmesi halinde istirdat davası gündeme gelecektir.
İstirdat davası, 2004 sayılı İcra ve
İflas Kanunu’nun 72. maddesinde “Menfi tespit ve İstirdat
Davaları” adı altında düzenlenmiştir. İstirdat davası menfi tespit
davasından doğabileceği gibi doğrudan istirdat davası açılması şeklinde de
gerçekleşebilir. Bu yazımızda doğrudan açılan istirdat davaları incelenecektir.
İstirdat davası hakkında icra
takibi başlatılan borçlu görünen kişinin, haciz işlemleri ile karşılaşmamak
amacıyla icra tehdidi altında dosya borcunu ödemesi halinde alacaklıya karşı ödemiş
olduğu dosya borcunun faizi ile kendisine geri ödenmesini talep ettiği dava
türüdür.
İSTİRDAT DAVASINI KİMLER
AÇABİLİR?
Aleyhine icra takibi başlatılan
ancak borçlu olmayan herkes, icra baskısı ile ödediği paranın iadesi saikiyle
istirdat davası açabilir. Bu durumda ispat
yükü borcu olmadığı halde ödeme yapan kişidedir. Buna ek olarak icra
borcunun borçlu haricinde bir üçüncü kişi tarafından ödenmesi halinde her ne
kadar dosya borçlusu değişmese de borç ödemesini yapan üçüncü kişi de istirdat
davası açabilecektir.
İSTİRDAT DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?
İstirdat davası bir eda davasıdır. Eda davası, davalının bir
şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesini amaçlayan
bir dava çeşididir. Yani istirdat davası kapsamında, alacaklı
görünene yapılan ödemenin faizi ile borçlu görünen davacıya geri ödenmesi
amaçlanmaktadır. Davanın temelini başlatan unsurun icra takibi olması sebebiyle
istirdata ilişkin hükümler icra hukukuna dayanmaktadır. Davanın şartları işe aşağıdaki gibidir:
a. Borç,
cebri icra tehdidi altında ödenmiş olmalıdır.
Borcun cebri icra tehdidi altında
ödenmiş olması demek, takip borçlusunun borcu ödemesinin sebebi borcu ödememesi
halinde malların haczedilmesi ve satış suretiyle dosya borcunun tahsil edilecek
olmasıdır. Ancak borçlu ödeme emrine itiraz etmek suretiyle takibi
durdurabilecekken takibe itiraz etmeyerek istirdat davası açması mümkün
değildir. Borçlunun öncelikle diğer hukuki yollara başvurması gerekmektedir.
b. Dava,
ödemeden itibaren bir yıl içinde açılmış olmalıdır.
Dava açılması öngörülen 1 yıllık
süre hak düşürücü süre
niteliğindedir. İşbu süre icra takibine dayalı borcun icra dairesine tamamen
ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır. Dava açmak için ön görülen 1
yıllık hak düşürücü süredeki amaç icra takip alacaklısına karşı açılabilecek haksız ve kötü niyetli davaların önüne
geçilmesidir.
c. Borç
olmayan bir bedel ödenmiş olmalıdır.
Borçlu; var olmayan bir borcu, daha
önce ifa ettiği, ibra veya itfa ettiği (ödediği) borcu yeniden ödemiş olması
gibi hallerin varlığı halinde istirdat davası açabilir.
İSTİRDAT DAVASINDA GÖREVLİ VE
YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?
İstirdat davasında görevli
mahkeme genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Ancak
taraflar arasındaki istirdat davasının konusu, özel mahkemelerin görev alanına
giren bir uyuşmazlık ise istirdat davasında görevli mahkeme, uyuşmazlık
konusunun görev alanına girdiği özel mahkeme olacaktır. Örnek verecek
olursak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelik barındıran bir
uyuşmazlık olması halinde istirdat davasında görevli mahkeme Ticaret
Mahkemeleri olacaktır.
İstirdat davasında yetkili
mahkemeler;
-
İcra takibinin yapıldığı yer mahkemesi,
-
Davalının yani icra takibi alacaklısının
yerleşim yeri mahkemesi,
-
Taraflar arasında usulüne ilişkin yapılmış bir
yetki sözleşmesi olması halinde başka mahkeme veya mahkemeler de yetkili
kılınabilecektir.