Cinsel suçlardan mahkûm edilen kişiler hakkında kastrasyonun, halk
arasında bilinen tabiriyle hadımın bir ceza ve/veya güvenlik tedbiri olarak uygulanıp
uygulanmayacağı ülkemizde son yıllarda tartışılan konulardan biridir.
Kastrasyon, kişilerin cinsel faaliyette bulunma ve üreme
kabiliyetini geri dönüşü olmayacak bir şekilde tamamen sonlandıran ya da geçici
olarak donduran cerrahi ya da kimyevi olarak gerçekleştirilen bir müdahaledir.
KASTRASYONUN
TÜRLERİ NELERDİR?
a.
Müdahalenin
Niteliğine Göre
Kimyasal
Kastrasyon; cerrahi müdahale ile testislerin alınmasını gerektirmeyen,
testosteron üretiminin ilaç tedavisi uygulanarak düşürülmesini sağlayan tıbbi
müdahaledir.
Cerrahi
Kastrasyon; testosteron hormonu üreten en önemli kaynak olan testislerin,
genel anestezi gerektirmeyen basit bir ameliyat ile vücuttan alınması
işlemidir.
b.
Kişinin
İradesinin Niteliğine Göre (İhtiyari–Zorunlu Kastrasyon)
Kimyasal veya cerrahi müdahale şeklinde uygulanabilecek olan
kastrasyonun cinsel nitelikli suç işleyen kişinin bu konuda göstereceği irade
dikkate alınmaksızın zorla gerçekleştirilmesi mümkün olduğu gibi, belirli
şartlar altında onun iradesi doğrultusunda ihtiyari olarak uygulanması da mümkündür.
KASTRASYON
VE KISIRLAŞTIRMANIN FARKI NEDİR?
Kısırlaştırma cinsel ihtiyaçların tatminine engel olmadan, çocuk
yapma yeteneğine mâni olmak için gerçekleştirilen cerrahi bir işlemdir. Kısırlaştırmada,
kişinin cinsel salgı bezlerine, hormon düzeylerine bir müdahalede bulunulmaz.
Bu işlemde, kadınlarda yumurta, erkeklerde de sperm kanalları kapatılarak
sadece üreme yeteneği sonlandırılır. Kastrasyonda ise kişinin cinsel salgı
bezlerinin alınması veya işlevlerinin ortadan kaldırılması yoluyla, cinsel
istekleri tetikleyen dürtüler ve beraberinde üreme yeteneği sonlandırılır.
ULUSLARARARASI
BOYUTTA KASTRASYON
Tarihsel olarak baktığımızda cerrahi kastrasyonu suçla
mücadelede ve suçluyu tedavi etmede yöntem olarak ilk defa 1892’de
kullanan ülke İsviçre’dir. Bunun dışında kıta Avrupa’sında; Norveç, İsviçre,
Danimarka, İsveç, Finlandiya, Estonya, İzlanda, Litvanya ve Çek Cumhuriyeti’nde
de cerrahi kastrasyon uygulanmıştır.
Kimyasal kastrasyon bazı ülkelerde hâkim kararına bağlı olarak,
bazı ülkelerde zorunlu olmadan, failin talebine bağlı olarak uygulanmaktadır. Örneğin,
Amerika'nın bazı eyaletlerinde kimyasal kastrasyonla ilgili genellikle ilk
cinsel nitelikli saldırıda hâkim kararıyla, ikinci tekrar mükerrer suç
işlendiği zaman da zorunlu kimyasal kastrasyon yani tedavi edici unsurların
zorunlu olarak kullanılması söz konusudur. Yine, Polonya, Endonezya, Güney Kore
gibi ülkelerde hâkim kararıyla kimyasal kastrasyon kararı verilebilmektedir. Danimarka,
Almanya, İsviçre, İngiltere, İsveç, Fransa, Finlandiya gibi ülkelerde failin
gönüllü olarak kimyasal kastrasyon talebine göre uygulamalar var ve bilhassa
cezaevinde yatarken, işlediği suçtan dolayı, o işlediği suçu bir yandan
psikoterapi yapılırken öbür yandan kimyasal kastrasyonla o psikoterapinin
etkisinin artırılmasına yönelik bazı uygulamalar da söz konusudur.