Müteselsil kelime anlamı olarak silsile, zincirleme, birbirini takip eden anlamına gelmektedir. Hukuki olarak müteselsil sorumluluk ise birden fazla kişinin borcun veya riskin tamamından sorumlu olması olarak tanımlanabilir.
Müteselsil borçluluk, TBK. m. 162-168 arasında
düzenlenmiştir. Müteselsil borçluluktan söz edebilmek için bölünebilir bir
edim ve birden fazla borçlunun varlığı aranmaktadır. Bu niteliklere
haiz borç ilişkisinde borçlulardan her biri alacaklıya olan bu borcun bütününü
ifa etmekle yükümlüdür. Bu nedenle müteselsil borçluluk durumu alacaklının
lehine bir durum oluşturmaktadır. Borcun ödenmemesi halinde alacaklı her
bir borçluyu borcun tamamından sorumlu tutabilecektir.
TBK madde 162 hükmü şu şekildedir:
‘’Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun
tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk
doğar. Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen
hâllerde doğar.’’
MÜTESELSİLSORUMLULUKTA İCRA TAKİBİ?
İcra İflas Kanunu madde 66. hükmü gereğince alacaklının
müteselsil borçluların her birine karşı borcun tamamı için icra takibi
yapılabilmesi de mümkündür. Bunun için alacaklının tek bir icra takibi
başlatması yeterlidir. Çünkü müteselsil borçlulukta borçlu olan kişiler
arasında ihtiyari takip arkadaşlığı mevcuttur. Bu durumda alacaklı müşterek
olan borçlulardan borcunun tahsili için ayrı ayrı takipler başlatabileceği gibi
tek bir icra takibi ile tüm borçlulara karşı icra takibi de başlatabilir.
Borçlulardan birinin tüm borcu ödemesi ile birlikte icra takibi iptal
edilecektir. (İİK m. 71)
MÜTESELSİL ALACAK NEDİR?
Müteselsil alacaklılık Türk Borçlar Kanunun m. 169 hükmünde
düzenlenmiştir.
Müteselsil alacaklılık borçlunun, alacaklılardan her birine
borcun tamamını isteme hakkını tanıdığı veya kanunun belirlediği durumlarda doğar.
Borçlu, alacaklılardan birine yaptığı ifayla, bütün alacaklılara karşı
borcundan kurtulacaktır. Alacaklılardan birinin icraya veya mahkemeye başvurmuş
olduğu kendisine bildirilmedikçe, borçlu onlardan dilediği birine ifada
bulunabilir. Aksi kararlaştırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukuki
ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, alacaklılardan her birinin edim
üzerindeki hakları eşittir. Kendisine düşen paydan fazlasını elde eden
alacaklı, bu fazlalığı payını alamamış olan diğer alacaklılara ödemekle
yükümlüdür.