Taşıtların artmasıyla otopark ve garaj gibi işletmelerin sayısı da
artmıştır. İnsanlar araçlarını, bu yerlere onların başına bir şey gelmeyeceğine
güvenerek park etmektedir. Bu da beraberinde, bu yerleri işletenlere bir
sorumluluk yüklemektedir. Kanunda bu sorumluluk TBK m. 579 hükmü ile
düzenlenmiştir. Ancak, bu sorumluluğun kapsamına geçmeden önce bazı kavramların
açıklığa kavuşturulmasında fayda vardır.
OTOPARK
VE GARAJ NEDİR?
Otopark ve garaj genel olarak, araba, motor ve benzeri motorlu
taşıtların saklanmak ve korunmak üzere bırakıldığı, bazen buna ilaveten bakım,
onarım ve temizleme gibi hizmetlerin de verildiği yeri ifade eder. Açık veya
kapalı türleri olan otoparkı garajdan ayıran özellikler ise, garajların kapalı
olmasına karşın açık otoparkların olabilmesi, garajlarda araçlara bakım veya
onarım da yapılabiliyorken otoparkta bunların yapılmaması ve otoparktaki
araçların garajdakilere göre daha kısa süreli olarak park edilmesidir.
OTOPARK,
GARAJ VE BENZERİ YERLERİ İŞLETENLERİN, ARAÇLARA GELEN ZARARLARDAN DOLAYI
SORUMLU OLMALARININ ŞARTLARI NELERDİR?
Yukarıda belirttiğimiz üzere, garaj, otopark ve benzeri yerleri
işletenlerin sorumluluğu, TBK m. 579 hükmünde düzenlenmiştir. Söz konusu madde
gereği, bu yerleri işletenlerin sorumlu olması için kusurlu olmaları gerekmez.
Bu sebeple kanun koyucu, bu yerleri işletenlerin sorumluluğunu kusursuz
sorumluluk olarak düzenlemiştir. Ancak, kusursuz olma durumda sınırlı
sorumluluk söz konusu iken, zararların meydana gelmesinde işletenlerin
kusurunun da bulunması halinde tam sorumluluk gündeme gelebilir. Madde hükmüne göre,
araçlarda meydana gelen zararlardan, bu işletmeleri işletenlerin sorumlu olması
için gerekli şartlar şöyledir;
-
İşleten, aracın işletmesinde kalmasını kabul etmiş olmalıdır.
-
İşletmedeki araç, zarara uğramış, yok olmuş veya çalınmış
olmalıdır.
Bu iki şartın gerçeklemesi işletenin sorumluluğunu doğurmaktadır.
Bununla birlikte, aracınızın korunması veya park edilmesini sağlayan bu hizmet,
kural olarak ücret karşılığı yapılır. Bu hizmetin ücretsiz olarak verildiği
durumlarda, sorumluluğun ancak kusurun varlığı halinde söz konusu olabileceği
yönünde görüşler mevcut olsa da, kanunda böyle bir ayrım yapılmamıştır.
OTOPARK,
GARAJ VE BENZERİ YERLERİ İŞLETENLERİN ARAÇLARA GELEN ZARARLARDAN DOLAYI SORUMLU
OLMALARINDA BİR SINIR VAR MIDIR? VARSA BU SINIR NEDİR?
Belirttiğimiz üzere, bu gibi yerleri işletenlerin sorumluluğu bir
kusursuz sorumluluk halidir. Bu bakımdan kanun koyucu, kusurun bulunmadığı
durumlarda, işletenlerin, günlük konaklama ücretinin on katına kadar olan zarar
miktarı kadar sorumlu olacağını belirtmiştir. Yani her ne kadar kusur şartı
aranmasa da, işletenin kusuru sorumluluğunun sınırı bakımından önemi haizdir.
Bununla birlikte işletenin kusuru da varsa, tam sorumluluk söz konusu olabilir.
OTOPARK,
GARAJ VE BENZERİ YERLERİ İŞLETENLERİN SORUMLULUKTAN KURTULMASI MÜMKÜN MÜDÜR?
BİR BAŞKA DEYİŞLE, OTOPARK VE GARAJ GİBİ YERLERDE ARACI ZARAR GÖREN KİŞİLER,
HER DURUMDA BU ZARARLARINI TAZMİN EDEBİLİR Mİ?
Evet, işletenler, kusurunun olmadığını iddia ederek bu
sorumluluktan kurtulamasalar da, bazı hallerde bu sorumluluktan
kurtulabilirler. Bu haller şöyledir;
-
Zarar görenin, gördüğü zararı işletene bildirmemesi.
-
Zararın, zarar görenden kaynaklı olması.
-
Zararın, deprem, yıldırım düşmesi, aşırı fırtına veya kasırga, sel
baskını, çığ düşmesi ve savaş hali gibi mücbir sebeplerden kaynaklanması.
-
Zararın aracın kendisinden kaynaklanması.
-
Sorumsuzluk anlaşmasının yapılması.
ZARARIN
KARŞILANMASINI TALEP İÇİN ZAMANAŞIMI SÜRESİ NE KADARDIR?
Kanun koyucu, bu sorumluluğa ilişkin ayrıca bir zamanaşımım süresi
belirlememiştir. Doktrinde ve Yargıtay kararlarında ise, zarar görenin bu
zararın karşılanması için açacağı davada zamanaşımı süresi olarak, “on yıllık” zamanaşımı süresi kabul
edilmektedir.