HANGİ HALLERDE VASİ ATANMALIDIR?
Vesayet, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup velayet altında olmayan küçükler ile kısıtlanan kişileri devlet koruması altına almayı amaçlayan bir müessesedir. TMK m. 405-408 hükümlerinde düzenlenen kısıtlama sebeplerinin gerçekleşmesi halinde kişilerin kısıtlanmasına karar verilebilir. Bu sebepler kanunda şu şekilde sayılmıştır;
-
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı,
-
Savurganlık, alkol veya uyuşturucu
madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim,
-
Özgürlüğü bağlayıcı ceza,
-
İstek üzerine,
Bu sebepler haricinde
bir kişi için kısıtlama kararının verilebilmesi mümkün değildir.
HANGİ MAHKEME GÖREVLİ VE YETKİLİDİR?
Vesayet işlerinde
yetki, küçüğün veya kısıtlı adayının yerleşim yerindeki vesayet
dairelerine ait olup, vesayet organı olarak Sulh Hukuk Mahkemeleri kısıtlama
kararı vermektedirler. Bu kısıtlama kararına için ilgililer, kararın
tebliğinden itibaren istinaf kanun yoluna başvurabilirler.
VASİLİKTEN KAÇINILABİLİR Mİ?
Atanan vasinin
vasilikten kaçınma hakkı vardır. Vasi, kararın kendisine tebliğinden itibaren
on gün içerisinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir. Ancak her vasinin bu
kaçınma hakkına sahip olduğu söylenemez. Kanunda vasilikten kaçınabilecek
kişiler sınırlı olarak belirlenmiş olup bu kişiler şu şekildedir;
-
Altmış yaşını doldurmuş olanlar,
-
Bedensel engelleri veya sürekli
hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,
-
Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,
-
Üzerinde vasilik görevi olanlar,
- Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları.
Bununla birlikte,
kanuna aykırılık hallerinde ilgili herkesin de atanan vasi için itiraz edebilme
hakkı mevcuttur. Bu hakkı kullanmak isteyen ilgililer, vasinin atandığını
öğrendikleri tarihten itibaren on gün içinde Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz edebilir.
KİMLER VASİ OLARAK EDİLEBİLİR?
Bazı kişilerin ise vasi
olabilmesi mümkün değildir. Vasi olamayacak kişiler ise şu şekilde sayılabilir:
-
Kısıtlılar,
-
Kamu hizmetinden yasaklılar veya
haysiyetsiz hayat sürenler,
-
Menfaati kendisine vasi atanacak
kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık
bulunanlar,
- İlgili vesayet daireleri hâkimleri.
TMK m. 456 hükmüne
göre: “Vasi, kural olarak iki yıl için
atanır. Vesayet makamı, bu süreyi her defasında ikişer yıl uzatabilir. Dört yıl
dolunca vasi, vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir.” Bununla birlikte
vasi olarak atanan kişi Hazineden hizmetinin karşılığı olarak ücret talep
edebilir.
Vasi vesayeti altında
bulunan kişi adına işlemler yapabilecekse de onun adına her işlemi yapabilmesi
mümkün değildir. Bu kapsamda vasi, vesayeti altındaki kişi adına kefil olamaz,
vakıf kuramaz ve önemli bağışlarda bulunmaz.
Kısıtlama kararı,
küçüklerde küçüğün ergin olması ile, hükümlülerde mahkûm olunan cezanın infaz
edilmesi ile sona erer. Diğer kısıtlama hallerinde ise ancak vesayet makamının
kararı ile kısıtlılık sona erebilir ve kısıtlı ile ilgililerden her biri
kısıtlılık kararının kaldırılması için talepte bulunabilir.